3 Mayıs 2010 Pazartesi

Yeni Sınav Sistemi Olumlu mu Olumsuz mu?


Ölçme Değerlendirme ve Rehberlik Uzmanı Pi Dershaneleri Şube Müdürü Güner Cömert, 2010 yılında uygulanacak olan YGS-LYS sisteminin olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendirdi ve "Yeni sistem bir yandan eğitim kalitesini artıracak, diğer yandan ise, meslek liselerinin kendi alanlarıyla ilgili meslek yüksek okullarına girebilmeleri açısından haksız rekabete yol açacak" dedi.


Ölçme Değerlendirme ve Rehberlik Uzmanı Pi Dershaneleri Şube Müdürü Güner Cömert, 2010 yılında uygulanacak olan YGS-LYS sisteminin olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendirdi. Cömert, "Yeni sistem bir yandan eğitim kalitesini artıracak, diğer yandan ise, meslek liselerinin kendi alanlarıyla ilgili meslek yüksek okullarına girebilmeleri açısından haksız rekabete yol açacak" dedi.


-"EĞİTİMDE KALİTE YÜKSELECEK"


ANKA’nın yeni eğitim sistemiyle ilgili görüşlerine başvurduğu Cömert, sistemin öncelikle gençlerin seçeceği mesleğin özelliklerini taşıyan öğrencileri seçmesi açısından isabetli bir sistem olduğunu söyledi. Ancak yeni sistemde öğrencilerin girmek istedikleri alana göre 4 değişik MF (matematik- fen) puanının hesaplanacağını söyleyen Cömert, şunları dile getirdi:"Hesaplanacak olan bu puanlarda; matematiğin, geometrinin, fizik, kimya ve biyolojinin katsayıları veya ağırlıkları farklı olarak hesaplandığı için Tıp fakültesine girmek isteyen öğrencinin biyoloji testinde başarılı olması gerekmektedir. Çünkü sağlık alanında öğrenim görmek isteyen bir öğrenci için biyoloji testinde doğru yaptığı her net yanıt matematik, geometri, fizik ve kimya testlerinden daha yüksek bir katsayı ile çarpılacaktır. Sağlık alanında eğitim görmek isteyen öğrenciler MF-3 puanına göre bu bölümlere yerleştirilecektir. Makine Mühendisliği tercih etmek isteyen bir öğrenci ise matematik ve fizik testlerinin daha yüksek katsayı ile çarpıldığı MF-4 puanıyla bu bölüme girebilmeleri mümkün olacaktır. Kısacası bu sınav seçilecek olan mesleğin niteliklerine sahip öğrenci seçmek için ideal bir sitemdir diyebilirim."Ayrıca Cömert, sistemin iki aşamalı olmasının ve toplamda 6 oturum halinde düzenlenmesinin, uygulanan testlerdeki ortalamalar istatistiğinin çok rahatlıkla saptanabilmesine imkan verdiğini belirterek, olumlu bir sınav sistemi olduğunun altını çizdi.


-SİSTEMİN EN AVANTAJLILARI LİSELERİN MATEMATİK-FEN BÖLÜM MEZUNLARI


Cömert, yeni sistemde liselerin matematik-fen bölümlerinden mezun olan öğrencilerin en avantajlı öğrenci kesimi olacağını belirtti. Özellikle Haziran’da yapılacak lisans programlarını tercih etmek için kullanılacak olan ikinci aşama puanlarının içeriğinin yüzde 40’ının Nisan’da yapılacak birinci aşama (YGS) puanı kaynaklı olduğundan sayısal çıkışlı bir öğrencinin YGS testlerini, diğer bölüm mezunlarından daha iyi yapabildiği için bu öğrencilerin seçebilecekleri alanlarda onlardan önde olacaklarını dile getirdi.


-"MESLEK LİSELERİ DİĞER LİSELERLE NASIL YARIŞACAK?"-


Cömert, sistemin olumsuz yönü hakkında da, "Sınava girecek olan öğrencilerin ortaöğretimden hangi alandan mezun olduğuna bakılmaksızın üniversitelerin tüm bölümlerine daha önceki yıllarda olduğu gibi okul başarı puanlarından herhangi bir kesinti olmaksızın tercih yapabilmeleri olmuştur" dedi. Bu durumun özellikle meslek lisesi mezunlarını olumsuz yönde etkileyeceğini belirten Cömert, "Daha önceki yıllarda meslek lisesi mezunları kendi alanlarıyla ilgili meslek yüksek okullarına sınavsız geçebilme hakkına sahipken, 2010 yılından itibaren devreye girecek olan YGS-LYS sisteminden sonra, mezun olduğu bölümün devamı olan meslek yüksekokullarına girebilmek için Nisan’da yapılacak YGS sınavına katılıp başarılı olduğu taktirde bu meslek yüksekokullarında okuma hakkına sahip olacaklardır. Meslek liseleri diğer liselerle nasıl yarışacak?" dedi.


-YENİ SİSTEMDE ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE VELİYE BAŞARI İÇİN ÖNERİLER-


Cömert, öğrencinin yeni sistemle tüm derslere eşit ağırlık vererek çalışması gerektiğini vurgulayarak, "Bu son senelerde yapılabilecek bir şey değil. Bu aileden, okul öncesi eğitimden başlayan bir süreçtir. Herkese sorumluluklar düşüyor" diyerek ailelere, öğretmen ve velilere şu önerilerde bulundu:


-EĞİTİM SÜRECİNDE AİLELERİN YAPMASI GEREKENLER-


-Öğrenci okula başlamadan önce eğitim süreci başlamalı. Çocuğa üstlenebileceği sorumluluklar o çağlardan itibaren verilmeli. Örneğin, çocuk ayakkabı bağını kendisi bağlayabiliyorsa yapmalı.-Aileler ergenlik çağına kadar çocuklarına mutlaka sorumluluk duygusunu aşılamalı. -Sabah kahvaltıları mutlaka alışkanlık haline getirilmeli. -İlköğretimde ebeveynler çocukların ödevlerini kesinlikle üstlenmemeli. Aileler ödev yapmanın çocuğun sorumluluğunda olduğunu unutmamalı. Öğrenci çok zorda kalırsa kendisine faydalanabilmesi için yardımcı kaynak gösterilmeli.-Anne-baba çocuklarına devamlı "ders çalış" dememeli, baskı yapmamalıdır. Sorumluluğu çocuğa kazandırdıktan sonra çocuk kendi sorumluluğunda bunu yapmalıdır.-Aileleri çocuğa güvendiğini, onu anladığını hissettirmeli, emir kipiyle kesinlikle konuşmamalıdır. -Aileler ödül-ceza dengesini iyi kurmalıdır. Her başarı ödüllendirilmemelidir.-Aileler, cep telefonu, araba gibi çok pahalı hediyeler başarıya bağlanmamalıdır. Maddi değeri yüksek ödüller yanlıştır. Sözel ödüllendirmeler yapılmalı, öğrenci onurlandırılmalıdır.-Aileler ceza konusunda fiziksel şiddet asla uygulamamalıdır. Bu ceza değildir. Bir süre için sevdiği bir şeyden mahrum bırakılabilir. Ödül-ceza çok dengeli olmalıdır.


-ÖĞRETMENİN YAPMASI GEREKENLER-


-İlköğretim ilk aşaması olan 5. sınıfa kadar öğrenci dershaneye gönderilmemeli. Okul-dershane-ev arasında bocalayan öğrenci bu yaşlarda, arkadaşlarıyla oyun oynamalı, sosyal faaliyetlerde bulunmalı. Bunun tersi durumda, ileriki yıllarda sınavı kazanmış ama psikolojisi bozulmuş ve sosyalleşememiş çocuklar yetişiyor.-Sınıf öğretmeni öğrenciye kendisinin özel olduğunu hissettirmeli. Eğitim sistemimiz öğrenci merkezli olmalı. Bunun için öğretmenlere hizmet içi eğitimler verilmeli.-Sınıf öğretmeni mutlaka öğrenciye okuma alışkınlığı kazandırmalıdır. Başarılı öğrencinin arkasında mutlaka kitap okuma alışkanlığı vardır.


-ÖĞRENCİNİN YAPMASI GEREKENLER-


-Öğrenci düzenli ders çalışma alışkanlığını kazanmalı. Günde 1.5 saat ders tekrarı yapan öğrenci hiç zorlanmadan sınavlarda başarıyı yakalayacaktır.-Öğrenci konu tekrarı yapmadan soru çözmemeli. Çünkü her yapılan tekrarda yeni bir detayın farkına varacağından, konuya daha hakim olacaktır. -Öğrenci çalıştığı konuyla ilgili özgün soru üretmelidir. Bunu yapabiliyorsa konuyu anlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder