8 Mayıs 2010 Cumartesi

Yapı Bakımından Fiiller

YAPI BAKIMINDAN FİİLLER

Fiiller de isim soylu kelimeler gibi yapı bakımından üçe ayrılır:

1. Basit Fiiller

Yapım eki allamış, bir tek kelimeden oluşan, yani kök hâlindeki fillerdir.
Çoğunlukla tek hecelidir. Çok heceliler de vardır.
Fiil kökünden sonra bir tire işareti getirilerek ifade edilir.

Gel-, yaz-, oku-, sev-, kıvır-, çevir-, kavuş-...

Not: Tire işareti kullanılmaz da nokta veya ünlem kullanılırsa emir çekimi olur. Bu, bütün fiiller için geçerlidir:

Gel! Oku. Yaz!...

Dilimizde hem isim hem de fiil kökü olarak kullanılan kelimeler vardır ki bunlara sesteş kökler denir:

Ağrı, ağrı-; boya, boya-, tat, tat-, eski, eski-...

2. Türemiş Fiiller

İsim veya fiil kökleriyle yansımalardan, yapım ekleriyle türetilmiş fiillerdir.
Bunlara fiil gövdesi (tabanı) denir.

Ben-imse-, açık-la, mor-ar, av-la-, ince-l-, çat-la-, pat-la-, gür-le-, şırıl-da-, hav-la-, me-le-, fısıl-da-, kov-ala-, baş-la-t, uç-ur-, yat-ı-ş-, ak-ı-t-, düş-ü-r-, sev-in-...

3. Birleşik Fiiller

Birden fazla kelimeden oluşan fiillerdir. Birleşik fiili oluşturan kelimeler biri veya her ikisi fiil olabilir. Ama en az biri fiil olmalıdır.

Yapılışına göre birleşik fiiller ikiye ayrılır:

a. Kurallı Birleşik Fiiller

Yapılış şekilleri şunlardır:

]Fiil + yardımcı fiil

Herhangi bir fiille “yazmak, vermek, bilmek, durmak, gelmek” yardımcı fiillerinden oluşur.
Bu yardımcı fiilleri kendi anlamlarını tamamen yitirir, “yeterlik, tezlik, sürerlik ve yaklaşma” olmak üzere dört anlam ifade eder
İki fiil arasına “-a,-e,-ı,-i,-o,-ö,-u,-ü” zarf-fiil eklerinden biri girer.

­Yeterlik Fiili

Fiil + “-E” + bil- şeklinde yapılır.

Anlam:

Ahmet bu işi başarabilir.
Başarmaya gücü yeter. Yeterlik
Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
Etmesi olası. Yeterlik Olasılık
Yanınıza gelebilir miyim?
İzin verir misiniz? Yeterlik İstek isteme, rica etme
Herkes kendi işiyle ilgilenebilir.
Buna izi var yeterlik izin verme

Olumsuzu şöyledir:

Gücü yetmezlik anlamı katıyorsa:

Başar-a-bil-i-r → başar-a-ma-z
Aç-a-bil-i-r-im → aç-a-ma-m
Oku-y-a-bil-i-r-im → oku-y-a-ma-m
Gel-e-bil-i-r-iz → gel-e-me-y-iz

Gücü yetmezlik ihtimali içeriyorsa:

Yaz-a-bil-i-r-im → yaz-a-ma-y-a-bil-i-r-im
Oku-y-a-bil-i-r-ler → oku-y-a-ma-y-a-bil-i-r-ler

İsteğe bağlı oluşta ihtimalin yüzde elli olduğu belirtiliyorsa:

Doğ-a-bil-i-r → doğ-ma-y-a-bil-i-r
Ol-a-bil-i-r → ol-ma-y-a-bil-i-r

­Tezlik Fiili

Fiil + “-İ” + ver- ve Fiil + “-İ” + gel- şeklinde yapılır.

Anlam:

Bana bir çay alıver. Tezlik, çabukluk
Birden karşısına çıkıverdi. Apansızın
Onu bir kenara atıvermişler Önemsememe, gelişigüzel yapma
Beklemediğimiz bir anda çıkageldi Apansızın

Olumsuzu:

Kapıyı açıvermedi açmadı tezlik
Kapıyı açmayıver açma önemsememe

­Sürerlik Fiili

Fiil + “-E” + kal-, Fiil + “-E” + gel-, Fiil + “-E” + dur- şeklinde yapılır.

Anlam:

Çocuk oturduğu yerde uyuyakalmış
Bakakalırım giden her geminin ardından
Sen vitrinlere bakadur, ben birazdan gelirim
Eskiden beri böyle anlatılagelmiş.

Bu birleşik fiil tekrar birleşik fiil yapılabilir.

Çocuk oturduğu yerde uyuyakalabilir
Beni burada alıkoyamazsınız.

Sürerlik anlamını başka çekimler de verebilir:

Geçen arabalara bakıp durdu.
Olduğumuz yerde dönüp duruyoruz.

Olumsuzu az da olsa yapılır:

Uyuyakalmamış, yol kapalı olduğu için gecikmiş.

­Yaklaşma Fiili

Fiil + “-E” + yaz-

Anlam:

Merdivenden inerken düşeyazdı. Az kalsın düşüyordu / Az daha düşüyordu / Az kaldı ki düşüyordu / Düşmesine az kaldı.

“Çeşmimden akan hun ile sagar dolayazdı
Mecliste geçen gece yine kan olayazdı” (Baki)

]Fiilimsi + Fiil

­ İsteklenme fiili

Yapılışı
Fiil + “-Esİ” + (iyelik eki) + geldi

Anlamı
Bir fiilin yapılmasına duyulan isteği belirtir.
Onu adete boğarcasına kucaklayasım geldi.
İçtikçe içesi gelir insanın.
En çok annemi göreceğim geldi.

Olumsuzu
Hiç de göresim gelmedi.
Göresin gelmedi mi?

­Beklenmezlik Fiili

Yapılışı
Fiil + “-EcEğİ” + (iyelik eki) + tuttu

Anlamı
Filin beklenmedik bir anda gerçekleştiği belirtilir.
Uslu uslu otururken birden ağlayacağı tuttu.

]Fiilimsi + yardımcı fiil

Yapılışları
“Geniş zaman, gelecek zaman, öğrenilen geçmiş zaman, şimdiki zaman”lardan biriyle yapılmış bir fiilimsi (veya çekimlenmiş bir fiil) + “olmak, bulunmak” fiillerinden biri

Anlamları

Ülke huzura kavuşunca turistler tekrar gelir oldular.
Artık ektiklerimizi biçer olduk.
Biz dünyadan gider olduk.
Bir şeyler söyleyecek oldu...
Bir ara sigarayı bırakacak oldu.
Epeyce bir uğraşıdan sonra dergiyi çıkarmış olduk.
Çocuğa bağırmış bulundum.

Ocaklar yakılmaz oldu.
Biz dünyadan gider olduk.
Böylece bunu da bitirmiş olduk.
Bir an söyleyecek oldum.

]Fiil + yardımcı fiil

­Başlama, davranma (yeltenme), bitirme, sanma (olasılık) fiilleri

Yapılışları
Çekimlenmiş bir fiil + “olmak, bulunmak” fiillerinden biri

Anlamları

Ben o vakitte kitap okuyor olurum.
Bu olay başka şekilde geçiyor olmalı.

]Fiil + yardımcı fiil

Yapılışı
Fiil + olumsuzluk + yapım eki + çekim eki + fiil

Anlamı
Bu birleşik fiillerde de sondaki fiil asıl anlamını kaybetmiştir.
Duymazlıktan gelmek
İşitmezliğe vurmak

]İsim + yardımcı fiil

Yapılışı

Türkçe veya yabancı bir isim + yardımcı fiil (olmak[2], kılmak, eylemek, etmek, yapmak, bulunmak, başlamak)

]Bu tür birleşik fiillerde isim ve fiil bir araya geldiklerinde, tek başlarına kullanıldıkları zamanki anlamlarından daha farklı ve ortaklaşa bir anlam ifade ederler.

]Vurgu isim unsuru üzerindedir.

Birleşme sırasında

1. Kelimelerden hiç birinde birleşmeden dolayı bir ses olayı meydana gelmezse bu birleşik kelimeler ayrı yazılır:

dans etmek, hasta olmak, terk etmek, arz etmek, fark etmek, mutlu olmak, alt etmek, mutlu kılmak, karar kılmak, emir buyurmak, müsaade buyurmak, şükürler olsun, memnun olduk, kerem kılmak, ...

Kar, geceden beri devam ediyordu.
Bir kerre karar kıldık bu hayalde.
Paşanın sesini duymaz oldum.
Sert adımlarla kapının önünde gezinmeye başladı.

]İsim veya fiil unsuru da kendi içinde kelime grubu olabilir.

Mesut ve bahtiyar ol oğlum.
Suç ortaklığını kabul etmiş oluyorsun.

2. Birleşme sırasında ses düşmesi veya ses türemesi meydana geliyorsa bu birleşik kelimeler bitişik yazılır:

kahretmek, sabretmek, bahsetmek, hapsolmak, emretmek, keşfetmek, naklolmak, azletmek, zemmedilmek....;
affetmek, hissetmek, zannetmek, halletmek...


b. Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller

Birleşik fiili oluşturan kelimelerden birinin veya tümünün anlam kaybetmesi ve kelimelerin anlamca kaynaşarak tamamen yeni ve farklı bir anlam kazanmaları sonucu oluşan birleşik fiillerdir.

Şu yollarla yapılır:

]Gerçek anlamında bir isim + gerçek anlamının dışında bir fiil

kendini kaybetmek, hoşuna gitmek, para yemek, şehit düşmek, değer biçmek, deniz tutmak, hasta düşmek, kural koymak, öğüt vermek...

]Gerçek anlamının dışında bir isim + gerçek anlamında bir fiil

gözünü korkutmak, bileğine güvenmek, ayağına gelmek...

]Tümü gerçek anlamının dışında

tası tarağı toplamak, deliye dönmek, baş kaldırmak, kalp kırmak, elvermek, varsaymak, öngörmek, başvurmak, vazgeçmek, kan ağlamak, kafa tutmak, göze girmek, abayı yakmak, feleğin çemberinden geçmek...

Bu birleşik fiillerin bir kısmını deyimleşmiş olduğu için burada deyimlerden bahsetmek yerinde olacaktır.

Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir. Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar.

Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun?
Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu.
Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu.
Her gördüğüne dudak büküyordu.
Senin yaptığın pire için yorgan yakmak.
İki genç adam boğaz boğaza geldi.
Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin.
Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar.
Sonunda korktuğumuza uğradık, çocuk kayboldu.
Matematiği aklım almıyor.
Çocuk ağzı açık beni dinliyordu.
Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu.
Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı.
Bizimkinin iyice çenesi düştü.
Göze girmek için her şeyi yapıyor.
İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu.
Bu soruya kafa yormanı istemiştim.
Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış.
Burası çok ayak altı, şurada duralım.

Deyimlerin özellikleri

a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz.

Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez,
"ocağına incir ağacı dikmek" yerine "ocağına çam ağacı dikmek" denilemez,
"ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez,
"dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki şekeri çıkar" denilemez,
"tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez.
Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi.

Araya başka kelimeler girebilir:
“Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu.

b) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır. Az sözle çok şey anlatırlar:
“dili çözül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-”

1. Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:

bulanık suda balık avla-, dikiş tutturama-,
can kulağı ile dinle-, köprüleri at-,
pire için yorgan yak-, pişmiş aşa su kat-,
kafayı ye-, aklı alma-,
akıntıya kürek çek-, ağzı kulaklarına var-,
bel bağla-, çenesi düş-,
göze gir-, dara düş-,

2. Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır.

Yorgan gitti, kavga bitti.
Dostlar alışverişte görsün,
Çoğu gitti azı kaldı,
Atı alan Üsküdar'ı geçti,
Tut kelin perçeminden,
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın.
Ne şiş yansın ne kebap

c) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır.

abayı yakmak, hapı yutmak, ne şiş yansın ne kebap...

Bazı deyimler ise kendi anlamlarından çıkmamışlardır:

Çoğu gitti azı kaldı, adet yerini bulsun, canı sağ olsun ..
[2] Bu fiiller her zaman yardımcı fiil değildirler, kendi anlamlarında da kullanılırlar: Çiftlikte hırsızlık olmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder