8 Mayıs 2010 Cumartesi

Paragraf Testi 1 (İlköğretim 8. sınıf)

1.Şiir değiştirir insanı. Bir okuyucu sevdiği şairi tanımadan başka, tanıdıktan sonra başka insandır. Çok sevdiğiniz, hoşunuza giden şiirlerle ilk karşılaşmalarınızı düşünün. Gece ise uykunuz açılmıştır. Bir daha, bir daha okumak, ezberlemek, yakınlarınıza dinletmek istersiniz okuduğunuz şiiri. Yaşamak istekleriniz artmıştır. Bir coşku, bir katkıdır yaşamınıza. Artık değişmiş, zenginleşmiştir yaşamınız.
Paragrafın konusu nedir?
A) Şiirin insan hayatını etkilediği
B) Şairleri tanımak gerektiği
C) Şiir okumanın bir ihtiyaç olduğu
D) Şiirin hoşça vakit geçirttiği

2. Havada bir dost eli okşuyor derimizi
Boynu bükük adalar sanki tanıyor bizi
İçimizi çevirip nemli gözlerimizi,
Geçtik yabancı gibi yakınından Rodos’un
Dörtlükte anlatılan nedir?
A) Deniz havasından etkilenmeleri
B) Yalnızlık üzüntüsünden gözlerinin yaşarması
C) O yerleri önceden gezip görmüş oldukları.
D) Adaların kaybedilişine üzülmeleri.

3. Çırağın ağzı burnu boya içindeydi. Onun on misli iş çıkaran ustanın parmaklarında boyadan eser bile yoktu. Ara sıra çırakla şakalaşıyor, çırak sadece gülüyor. Gözünü fırçanın ucundan kıl kadar bile ayırmamaya çalışıyordu.
Bu paragrafın başlığı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Beceriksiz Çırak
B) Dikkatli Çırak
C) Usta ile Çırak
D)Becerikli Çırak

4. Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin
Dörtlüğün teması nedir?

A) Ölüm
B) Yalnızlık
C) Ayrılık
D) Yoksulluk





5.Şimdi bir heykeltıraş düşününüz. Gevşek ve çürük bir zemin üzerine güzel, mükemmel bir yapmaktadır. Bu heykeli bir an için herkes beğenebilir. Fakat zemin çürük olduğundan bu heykel yaşayamaz. Harçlarla ne kadar kuvvetli dayanak yapılırsa yapılsın yıkılır. Çünkü zemini gevşektir.
Bu parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Önemli eserlerde kaliteli malzeme kullanmak gerekir.
B) Önemli işler bazı zararları göze almayı gerektirir.
C) Bir eserin kalıcılığı mükemmel olmasına bağlıdır.
D) Her iş öncelikle sağlam bir temele dayanmalıdır.

6. Kişilerin tek başlarına fazla güçleri yoktur; Çabalarının sonucu, dünyanın genel tablosu içinde pek fark edilemez. Hayatta işler, genel bir iş bölümüne göre yürütülür; Bu iş bölümünde tek adamın payı bir yağmur damlası kadardır. Gene de her damla taşkını artırır; her el insanlığın mutluluğuna ya da sefaletine bir şeyler katar.
Paragrafta asıl anlatılmak nedir?

A) Dünyanın iyi veya kötü oluşunda her ferdin payı vardır.
B) İnsan isterse herkesi ilgilendiren işler yapabilir.
C) İnsan tek başına da insanlığa yararlı olabilir.
D) İş bölümü ile her zorluk yenilir.

7. “Sanatı bir fabrika ürünü gibi gören bütün fikirlere karşıyım. Sanatın gerekçesi ve yararlı olabilmesi için dini, milli ve ahlaki özellikler taşıması gerektiğine inanıyorum.”
Parçada sanatla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?

A) Evrensel bir nitelik taşıdığından
B) Tekdüzelikle bağdaşmayacağından
C) Topluma faydalı olması gerektiğinden
D) Kültürel değerlerle iç içeliğinden


8. İnsan haksızlık karşısında bağırmak imkanı bulamayınca susar. Sustuğu, susturulduğu veya susmak zorunluluğunu duyduğu ölçüde bağırmak arzusu ile yanar. Toplumsal yaşamda, tehlikeli olanlar haksızlıklar karşısında çok konuşanlar değil, en fazla susmaya zorlanan kişidir.
Parçaya göre, “toplumsal yaşamda tehlikeli olanlar” kimlerdir?
A) Susturulduğu zaman bağırmak isteyenler.
B) Haksızlık karşısında susmaya zorlananlar.
C) Haksızlık karşısında bağırmak imkanı bulamayanlar.
D) Haksızlık karşısında çok konuşanlar.

9. Teknolojinin yanlış ve kötü kullanımı doğal yaşamı kökünden sarsmaktadır. Hızla birçok canlının soyu tükenmekte, birçok ağaç ve bitki türü yok olmakta, otlaklar ve meralar korunamamaktadır. İnsanoğlu nerede küçük bir canlı görse onu korumak yerine, yok etmeye çalışmaktadır.
Parçada sözü edilen durumun, bu biçimde devam etmesi aşağıdaki sonuçlardan hangisine neden olur?
A) Bilimsel gelişmenin yavaşlamasına
B) Doğal yaşamın ortadan kalkmasına
C) Yaşam düzeyinin düşmesine
D) İnsanlar arası ilişkilerin bozulmasına

10. 1.Masallardan çıkıp gelmiş bir yiyecekti sanki kar helvası
2.Üzerine yatıp boyumuzun ölçüsünü alırdık.
3.Pırıl pırıl bembeyaz, günler geceler boyu yağardı.
4.Hatta pekmezle kar helvası yapıp yerdik.
5.Eskiden kar ne güzel yağardı.
Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?
A) 5 – 3- 2 - 4- 1
B) 1 –2 –5 –4 –3
C) 3 –2 –1 –5 –4
D) 2 –1 –3 –4 –5

11. (1) Bazı insanları memnun etmek pek kolay değildir. (2) Kırk yıl sırtında taşısan ve bir karecik “yoruldum” desen, kırk yıllık emekler unutulur. (3) Ancak herkes de böyle olmayabilir. (4) Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırını sayanlar da vardır. (5) Bu nedenle bir insanın davranışını herkese genellemek genellemek doğru değildir.(6) Demek ki, insanlar üç aşağı beş yukarı benzer anlayıştadır.
Bu paragraftaki hangi cümle, anlatım yönünden diğerleriyle çelişmektedir?
A) 2 B) 4 C) 5 D) 6

12. Bir ulusu geçmişten geleceğe taşıyan en önemli öge konuştuğu dildir. Dil sayesinde toplumun geçmişteki değerleri, düşünceleri ve yaşantıları günümüze, günümüzden de geleceğe taşınır. Bu böylece sürer gider.
Bu parçada, dilin hangi özelliği üzerinde durulmuştur?
A) Toplumsal düzeni koruması
B) İnsanlar arasında dayanışmayı artırması
C) Toplumun düzenli değişmesine yardımcı olması
D) Kültürün devamını sağlaması

13. Kitaplar, yükselmek ve yükseltmek isteyen her insana kendisinden evvelki neslin bıraktığı noktadan ilerlemek imkanı verir. Her yazar, eseriyle kendisinden sonra gelenlere ilmi, edebi, felsefi, sosyal araştırmalarını, gözlemlerini bildirir. Bu bağ, bir medeniyet zinciridir.
Paragrafa göre kitapların işlevi nedir?
A) Kuşaklar arasındaki farkı ortadan kaldırması
B) Yazarla okuyucuyu birbirine yaklaştırması
C) Uygarlığın devamını ve gelişmesini sağlaması
D) Bilimsel tartışmalara açıklık getirmesi

14. Şehirler mevsimi unutmuştur. Mevsimler değişir de kimsenin haberi bile olmaz. Çünkü, onlardan bir haberci, bir işaret yoktur şehirlerde. Şehrin kendine has akışı, yapıları, kurumları, ciddiyeti, hırpani soğukluğu ve öldüren kalabalıkları bahara ve onun işaretçilerine gelecek yer bırakmamıştır. Yalnız bahara mı? Bütün mevsimlere... Mevsimlerin değiştiğini takvimlerden izler şehirliler. Ne gülünç değil mi? Kış, bahar, yaz ve son bahar... Nelerle gelir bunlar, ortalığı nasıl değiştirir, dünyayı hangi renklere boyar... Takvim sayfalarında ”Baharın ilk günü, kış başlangıcı” filan yazar... Siz de inanırsınız.

Paragraftan, şehirde yaşayan insanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz.
A) Mevsimlerin tadını çıkaramadıkları
B) Doğal güzelliklerden mahrum oldukları
C) Mevsimlerin geldiğini takvimden öğrendikleri
D) Mevsimlerin özelliklerini bilmedikleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder