1 Mayıs 2010 Cumartesi

KONUŞMA EĞİTİMİ / Dr.Mehmet KILIÇ

Türkçe öğretiminin en önemli hususlarından birisi de konuşma eğitimidir. Konuşma kavramı ile ilgili olarak yapılan tarifler genellikle bir başkası ile anlaşabilmede araç olma özelliği üzerinde kuruludur.Bu tariflere örnek verecek olursak: “Konuşma, bir kimsenin başka bir kimseye veya bir dinleyici topluluğu karşısında söylediği sözlere denir”(1). Bir başka tanıma göre ise “Konuşma, bir insanın başka bir insana ya da topluluğa duygu ve düşüncelerini sözle anlatmasıdır”(2). Diğer bir tanımda ise konuşma “duygu ve düşüncelerimizi, görüp yaşadıklarımızı karşımızdakilere sözle iletme işidir”(3).
Tariflerden de anlaşıldığı gibi konuşma gündelik hayatın en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Toplumdaki rolü ve statüsü ne olursa olsun herkes iş ve uğraşısının gerektirdiği konuşmaları yaparak amacına ulaşmaya çalışır.
Konuşmanın unsurları şunlardır:
1) Ses 2) Telâffuz 3) Konuşma dinamiği (duygu, düşünce, istek)
4) Kelime hazinesi 5) Üslûp (4)
Bu unsurları kısaca inceleyecek olursak:
1. Ses: “Hava titreşimlerinin kulakta duyulanı olan” ses diyafram, kaburga ve göğüs kafesi, ciğerler, nefes borusu, gırtlak, dil, dişler gibi organların katkısıyla kendiliğinden oluşan karmaşık işlemler sonucunda meydana gelir. Her sesin çıkışında bu organların gerilme, duraklama ve çözülme faaliyeti oluşur. Yapılan araştırmalar ses ile kişilik arasında bir ilişkinin bulunduğunu göstermektedir. Nitekim kendimiz görünmesek de sesimiz bizim kim olduğumuzu açıkça ortaya koymaktadır.Kaliteli bir seste şu unsurların bulunması gerekmektedir:
a)İşitilebilirlik b)Akıcılık c)Hoşa giderlik d)Anlamlılık (5)
2. Telâffuz: Birtakım simgelerin itibarî anlamlar yüklenerek ses hâlinden kelime hâline getirilmesine telâffuz diyebiliriz.Ses simgelerine yüklenen itibarî anlamların karşımızdakiler tarafından doğru ve tam olarak anlaşılabilmesinin ön şartı doğru telâffuzdur. Konuşma eğitiminde en çok üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de telâffuzdur. Vücutta bulunan fizikî noksanlıklara dayalı telâffuz hatalarının hemen hemen tamamı iyi bir eğitimle düzeltilebilir. Telâffuz hataları ile dolu bir konuşmanın inandırıcı ve etkili olması mümkün değildir.
3.Konuşma dinamiği (duygu, düşünce, istek): Dilin en büyük fonksiyonu “insanlar arasında anlaşma vasıtası” olmasıdır.İnsanların duygu, düşünce ve isteklerini kullanmada dil önemli bir araçtır.İşte bu unsurlar konuşmanın da dinamiğini oluştururlar.
4. Kelime hazinesi: İnsanlar içinde bulundukları topluluğun maddî ve manevî değerlerini benimseyerek o topluluğa mensup olduklarını düşünürler.İnsanlara aidiyet duygusunu veren ise o insanların kelime servetlerinde bulunan kelimelerin taşıdıkları anlamlardır. Bu kelimeler aynı zamanda insanların geçmişleri ile gelecekleri arasında bir köprüdür.
5. Üslûp: Duygu ve düşüncelerin ifade şekli diye kısaca tanımlayabileceğimiz üslûp da konuşma eğitimi sırasında kontrol edilmesi gereken bir unsurdur.Konuşmanın amacı muhatabımıza derdimizi anlatmak ya da bir maksada erişmek olduğuna göre istediğimiz sonucu alabilmek için nasıl bir üslûp kullanmamız gerekeceğine de karar verebilecek durumda olmalıyız.
Konuşma eğitimi esnasında şu hususlara dikkat edilmesi gerekir:
1. Konuşma da diğer dil sanatları gibi eğitim yoluyla geliştirilebilir. Eğer eğitim ciddî ve sağlıklı değilse ileri yaşlarda konuşma yeteneğinin gelişmesi de güçleşmektedir.Yine konuşma eğitimi sadece bir öğretim şeklinde değil, yeri geldikçe oyun, uygulama ve eğitim şeklinde verilmelidir. Konuşma eğitiminde çok yaygın olan(K-Ö-K) formülü (Konu-Önemi-Konuşmacı) yeri geldiğinde çekinilmeden kullanılmalıdır (6).
2. Konuşma eğitiminin asıl amacı kişinin duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmesini sağlamıştır. Dolayısıyla konuşma ile sosyalleşme arasındaki doğrudan ilgi gözardı edilmemelidir.
3. Modern toplum yaşantısının gerektirdiği bütün konuşma tür ve şekilleri insanlara kazandırılmalıdır.
4.Çocuk 4 yaşından itibaren aldığı konuşma eğitimi sonunda karşılaştığı değişik kitleler karşısında nasıl konuşacağı konusunda eğitilmelidir.Yani konuşma eğitimi tek ve standart değildir. Sosyal sınıflara ve yaş gruplarına göre değişir. Bu hususlara dikkat edilmeden verilecek genel bir eğitim formasyonu fertlerin normal konuşma alışkanlığı kazanmalarını sağlamanın dışında başka bir şey kazandırmayacaktır.Tekamül etmiş, gelişmiş bir dil zevkinin ve konuşma alışkanlığının kazanılmasında ferdî yeteneklerin ve sahip olunan kültürel yapının göz önünde bulundurulmasının büyük önemi vardır.
5. Konuşma eğitiminde ulaşılacak nihaî hedef kişinin 15 yaşında ülkesinin parlamentosundaki konuşma tekniklerini takip edecek, onları yorumlayabilecek ve duygularını bu düzeyde anlatabilecek hâle getirilmesidir. Kendi parlamentosunda konuşulanları anlayıp, yorumlayabilen ve gerektiği zaman fikir yürütebilen bireyler konuşma eğitiminde istenilen seviyeye ulaşmış demektir.
6. Konuşma eğitiminde yıkıcı değil yapıcı olunması gerektiği mutlaka öğretilmelidir. İlgi çekebilmek için bayağı ve sıradan şeyleri anlatmak gibi bir kolaycılığın içine kesinlikle girilmemelidir.
7. Konuşma eğitimi sırasında konuşmaya mutlaka çok iyi hazırlanmanın gerektiği öğretilmelidir. Konuşmanın temel unsurları ile yan unsurları belirlenmeden, nerede ne kadar bahsedileceği tespit olunmadan yapılacak konuşmanın başarısız olacağı anlatılmalıdır. Bu eğitim sırasında konuşmacıya, hitap edilecek topluluğun eğitim seviyesini, özel ilgilerini vs. dikkate almalarının gerekliliği de öğretilmelidir.
Günümüzde radyo ve TV kanallarının çoğalması, özel sektörde pek çok işverenin güzel ve doğru konuşan personel çalıştırmak istemesi gibi sebeplerle güzel konuşma eğitimi veren kurslar düzenlenmeye başlandı. Devlet okullarında verilemeyen bu eğitim tiyatro sanatçıları ve tecrübeli spikerler tarafından verilmektedir. Belli bir programı olmayan bu kurslarda düzenleyicilerin takdirine ve tercihine göre kurs programları uygulanmaktadır.
Gençlerin toplum içinde sağlam bir yer edinebilmeleri ve mesleklerinde başarılı olmaları için konuşma eğitiminin istenilen seviyede ve amacına uygun olarak yapılması sağlanmalıdır. Orta dereceli okullarımızda okutulan Türkçe ve edebiyat derslerinin müfredat programlarında konuşma eğitimi ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Kaldı ki böyle bir şey olsa bile bu dersi verebilecek yetişmiş öğretmen bulmak da mümkün değildir. Orta dereceli okullar için öğretmen yetiştiren okulların hiç birisinde de bu eğitim verilmemektedir.
Doğru düşünen ve düşündüklerini iyi ifade edebilen gençleri yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Bugün yaşadığımız fikir ve düşünce karmaşasının temelinde de bu vardır. Bir ihtiyaç olarak ortaya çıkan konuşma eğitimi dersi müstakil ve zorunlu bir ders olarak programa konulmalıdır. Bu imkân bulunamayacaksa Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı dersi içinde kompozisyon dersiyle dönüşümlü olarak yapılmasına çalışılmalıdır.
(1)Cevdet Yalçın,Güzel Konuşma Yazma Kılavuzu,Ankara, 1989, s. 149.
(2) Yaşar Yörük, Güzel Konuşma Yazma Kılavuzu, Ankara, 1990, s. 1.
(3)Emin Özdemir, Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı, İstanbul, 1992, s. 11.
(4)Suat Taşer,Konuşma Eğitimi, İzmir, 1992, s. 94.
(5)Suat Taşer, a.g.e., s. 101.
(6)Dale Carnegıe, Etkili Konuşmanın Çabuk ve Kolay Yolu, (Çev. Celal Kapkın)İstanbul, 1993, s. 225.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder