1 Mayıs 2010 Cumartesi

Divan Edebiyatı (Türk Klasik Edebiyatı - Eski Edebiyat)

İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler yaşamın her alanında Araplardan, Farslardan etkilenmişlerdir. Bu etkileşimin en belirgin olduğu alanların başında edebiyat göze çarpmaktadır.
ü         13. yy dan dan itibaren şair ve yazarlar Fars- Arap etkisine girmeye başlamıştır.
ü         Şairler şiirlerini “DİVAN” adını verdikleri bir kitapta topladıkları için bu edebiyatına “Divan Edebiyatı” denilmiştir.
ü         Ayrıca “klasik-eski –zümre edebiyatı” da denilir
ü    Bu edebiyatın özünde dinde tasavvuf vardır.
ü    Dil çoğunlukla halkın anlayacağı tarzda değildir.
ü    Arap ve Fars edebiyatı örnek alınmıştır.
ü    Saraydan destek gördüğü için “saray edebiyatı” da denilmiştir
ü    Ölçü olarak “aruz ölçüsü” kullanılmış.
ü    Çoğunlukla aşk, şarap, kadın övgü, din, ahlak, tasavvuf konuları işlenmiştir
ü    Kafiye hem göz hem de kulak için anlayışı hakimdir.
ü    Zengin ve tam kafiye sıklıkla kullanılmıştır.
ü    Divan dışında beş mesnevinin toplandığı kitaba “hamse” denilir.
Nazım biçimleri “beyitle” yazılanlar: Gazel, kaside, mesnevi,
ü    “bentlerle”yazılanlar:rubai, tuyuğ,şarkı,terkib-i bent,terci-i bent,murabba



BEYİTLERLE YAZILAN NAZIM ŞEKİLLERİ

1 ) GAZEL
ü    Güzellik, aşk, kadın, şarap gibi konuları işleyen nazım türüdür.
ü    Araplarda Farslara onlardan da Türklere geçmiştir.
ü    Gazelin ilk beyitine “matla”son beyitine “makta” denir.
ü    En güzel beyitine “beyt’ül gazel ya da şah beyit” denir
ü    Kafiye şeması: “aa,ba, ca da...” şeklindedir.
ü    “En az beş en fazla on beş beyit” ten oluşur.
ü    Konu birliği yoktur. Her beyit başka bir konudan bahsedebilir.

              2 ) KASİDE
ü    Herhangi bir kişiyi ya da durumu övmek amacıyla yazılan şiirlerdir.
ü    En 33 en fazla 99 beyitten oluşur.
ü    İlk beyitine matla, son beyitine makta, şairin adının bulunduğu beyite taç beyit adı verilir.
ü    Kafiye düzeni gazelle aynıdır.
ü    Allah’ın birliğini anlatan kasidelere: TEVHİT
ü    Allah’a dua etmek için yazılanlara: MÜNACAAT
ü    Herhangi bir şahsı övmek için yazılanlara: METHİYE
ü    Peygamberleri övmek için yazılanlara: NAAT
ü    Birini eleştirmek için yazılanlara: HİCVİYE
ü    Ölen birinin arkasından yazılanlara MERSİYE kasidesi denir.
ü    Kaside: nesip-girizgâh-methiye-tegazzül-fahriye-dua bölümlerinden oluşur.
ü    En önemli kasideci NEFİ’dir.

             3 ) MESNEVİ      
ü       Roman ve hikâyenin yerini tutan çoğunlukla uzun konuların işlendiği nazım biçimine denir.
ü       Her beyit kendi arasında kafiyeli olduğu için uzun yazılmaya imkân vermiştir.
ü       Beyit sınırı yoktur.
ü       Çoğunlukla hikemi konular, efsaneler, kahramanlık ve aşk konuları işlenmiştir.
ü       Leyla-Mecnun mesnevisi en çok okunan olmuştur.
UYARI: Bunların dışında uzun ve kısa mısraların ard arda sıralanmasıyla yazılan Müstezat, günümüz manileri gibi kafiyeleşen kıt’alar da yazılmıştır. Kıtalar aaxa şeklinde kafiyelenir.

BENTLERLE YAZILAN NAZIM ŞEKİLLERİ
1)  TERKİB-İ BENT

ü      5 ile 15 bent arasıda değişir uzunluğu.( 15 ten fazla olan da var)
ü      Her bent 8–15 beyit arasında değişir.
ü      Didaktik, felsefi, eleştiri konularında yazılır.
ü      Gazel gibi kafiyelenir.
ü      Ziya Paşa’nın terkib-i bendi meşhurdur
2)  TERCİ-İ BENT
ü      Terkibi-i bente benzer.

3 ) TUYUĞ
ü      Divan edebiyatına Türklerin kattığı bir türdür.
ü      Felsefi konular işlenmektedir.
ü      Kadı Burhanettin’in tuyuğları meşhurdur
4 ) RUBAİ
ü   Kafiyelenişi aaxa şeklindedir.
ü   Aruzun belli kalıplarıyla yazılır.
ü   Felsefi ve hikemi derinliği olan konular işlenmiştir.
ü   İran’da ÖMER HAYYAM, Türk edebiyatında MEVLANA ‘nın rubaileri meşhurdur.

5 )  ŞARKI
ü       Türklerin divan edebiyatına kattığı bir türdür.
ü       Aşk kadın şarap konuları işlenmiştir.
ü       Nedim bu türün en önemli temsilciliğini yapmıştır.
ü       Üçüncü mısrasına “miyan” denir.
                                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder