21 Nisan 2010 Çarşamba

Edat Grubu

EDAT GRUBU

Bir isim unsuru ile bir çekim edatından oluşan kelime grubudur.

“ile, için, kadar, göre, diye, rağmen, karşı, doğru, gibi, dolayı...” edatları ile yapılır.

Yaşadığım gibi, çocuklar için...

]İsim unsuru başta, edat sonda bulunur.

İnsan gibi, çalışmasına rağmen, bir demet çiçek ile...

]Birleşme ismin ve edatın türüne göre ekli veya eksiz olur.

Yaşamak için
Sen-in gibi
Deniz-e doğru
Bun-dan dolayı
bu kadar-ı-n-ı
senin gibi-s-i

]isim unsuru kelime grubu olabilir.

Hür maviliğin bittiği son hadde kadar
Bozulup dağılmak üzere
İlk uçuştan sonra yuvaya dönmeyi başaran yavru serçeler gibi

]Birden fazla isim unsuru bulunabilir.

Yorgunluğuna, uykusuzluğuna rağmen
Bir avuç buğday, bir tutam ot, bir karış toprak için

]Edat grubu cümlede ve kelime grubu içinde sıfat, zarf ve isim olarak kullanılır.

Bu paranın ne kadarı sizin? (iyelik eki almış, isim gibi kullanılmış, nesne olmuş)

Her şey bıraktığım gibiydi. (ek-fiilin “di”li geçmiş zaman çekimi ile isim gibi kullanılmış, yüklem olmuş)

Keskin bir ışık, etrafımızda bir zafer borusu gibi çınlıyor.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’na doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm.
Vücudum, büyük bir korku ile, öne doğru eğildi.
Derenin sağ tarafındaki sırtta on beş yirmi kadar çadır vardı.
Bizim perişanlığımız, gönülleri toplamak içindir.

O anda utançtan ölecek gibiydi. (isim, yüklem)
Onun gibisi nerede bulunur? (isim, özne)

]Cümlede çoğunlukla zarf veya edat tümleci olur.

Sabaha kadar ders çalıştık. (zarf tümleci)
Eve doğru yürüdüm. (edat tümleci)

]Grubun vurgusu isim üzerindedir.

]Edat grupları cümleye çeşitli anlamlar katar.

Ders çalışmak için odasına çekildi. (amaç)
Sıkıldığı için dışarı çıktı. (neden, dışarıya çıkmanın sebebi)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık)
Senin için sorun yok tabi. (görelik)
Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda)
Sizin için üç kişilik yer ayrıldı. (aitlik)
Tüm bu hazırlıklar bizim içindi. (isim, yüklem)
Vatan için ölenler yüreğimizde yaşarlar. (uğur, amaç, özne)

Kurt gibi acıkmıştım. (benzerlik)
Kurşunlar, yağmur gibi yağıyordu. (zarf, benzetme)
Uyandığı gibi yataktan fırladı. (zarf, anında, zaman anlamı katmış)

Konuşmak üzere ayağa kalktı. (amaç)
Acele edin, güneş batmak üzere. (zamanda yakınlık)
Konuştuğumuz üzere yarın buluşacağım. (gibilik)
Tam da yola çıkmak üzereydik.

Bizi boş vaatlerle kandırdılar. (araç)
Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu. (beraberlik)
Arabanın gürültüsüyle irkildi. (neden)

Biz de onlar kadar başarılıyız. (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde)
Gül kadar güzelsin. (benzerlik)
Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi. (gibi)
Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı)
Ne kadar güçlü bir adam... (zarf)
Evin deniz kadar havuzu var. (sıfat)
Vefasızlığın bu kadarını da görmemiştim. (isim, ad tamlamasında tamlanan)
Dershaneye kadar gidelim. (edat tümleci)

Başbakana göre enflâsyon düşük. (açısından)
Ayağını yorganına göre uzat. (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar)
Allah dağına göre kış verir. (uygunluk)
Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş. (bakılırsa, yönünden)
Siz bana göre daha gençsiniz. (karşılaştırma)

Edebiyata karşı ilgim vardı. (hakkında, yönelik)
Denize karşı bir balkonu var. (yönelik)
Yağmur sabaha karşı yeniden başlamıştı. (doğru)
Sabaha karşı uyuyabildim. (zarf öbeği)

Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor. (amaç)
Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı. (neden)

Ormana doğru yürüdük.
Akşama doğru geldiler. (zarf öbeği)

Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor.
Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor.

Çok uğraşmama karşın başaramadım.
Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu.

Okuldan beri hiç susmadı.
Kar, sabahtan beri yağıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder