Nazım Biçimleri
A-MISRA:Ölçülü ve anlamlı tek satırlık şiir parçasına denir. Dize en küçük nazım birimi olduğu gibi,bağımsız olduğunda,yani bir şiirden kopmamış olması durumunda da en küçük bir nazım biçimidir.
B-BEYİT:Sözlük anlamı “ev”dir. Aynı ölçüde ve anlamca birbirine bağlı iki dizeden oluşan nazma denir. Divan edebiyatının başlıca nazım birimidir.
1-BEYİTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ
A- GAZEL:
Gazel,sözlük anlamı “kadınlarla aşıkane sohbet etmek” olan Arapça bir sözcüktür. Özellikle aşk,güzellik ve içki konusunda yazılmış belirli biçimdeki şiirlere denir.
Gazel,Türk edebiyatına bağımsız bir nazım biçimi olarak İran edebiyatı yoluyla girmiştir.biçimde hiçbir değişiklik yapılmadan, Türk şairlerince en çok sevilen bir nazım biçimi olarak kullanılmıştır.
Gazel,beyitlerle yazılır. Birinci beyit musarra’dır, yani dizeleri birbiriyle uyaklıdır. Öteki beyitlerin, ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklıdır. İlk beyitten sonraki beyitlerin birinci dizeleri uyaksızdır. Gazelin ilk beyitine matla (doğuş yeri) denir. Son beyite ise makta (kesilme yeri) adı verilir. Makta beyitinde şair takma adını yani mahlasını kullanır.
Gazellerin beyit sayısı 5 ile 9 arasında değişir. Sayı bakımından daha az veya daha çok olan gazeller de vardır ancak, sayıları oldukça azdır. Gazel konu bakımından lirik bir nazım parçasıdır. En çok kullanılan konu kadın ve aşktır. Bunu yanı sıra sevgilinin güzelliği,çekiciliği,ona duyulan özlemin ve sevgilinin yaptığı kötü davranışların ızdırabı da anlatılır. Bunun dışında,içki alemleri,şarabın zevki,baharın verdiği neşe,talihin iyi ve kötü cilveleri,aşkın mutluluk ve sıkıntısı sık sık işlenen konulardır. Dinle ilgili düşünceler,tasavvuf,ham sofularla alay,hayat,dünya ve ahiret hakkında hikmetler de gazellerde sık sık söz konusu edilmiştir.
B-KASİDE
Kaside, sözcüğünün anlamı “kastetmek,yönelmek” olan Arapça “kasada” sözcüğü ile ilgilidir ve belli bir amaçla yazılmış manzume demektir. Türk edebiyatında din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlere denir.
Kaside, beyitlerle yazılan bir nazım biçimidir. Uyak düzeni, gazelin uyak düzeni ile aynıdır. Yalnız ondan daha uzundur. Kasidenin ilk beyitine matla, son beyitine makta denir.şairin mahlasının bulunduğu beyte kasidede tac-beyt adı verilir ve kasidenin sonlarına doğru bulunur.
Kaside, en az 31,en çok 99 beyit olur. Beyit sayısı 31’den az olan kasideler de vardır.
Kaside 6 bölümden oluşur.
1- NESİB ya da TEŞBİB
Kasidenin girişi ve şiir yönünden en ağır basan bölümüdür. Genellikle 15-20 beyit kadar olur. Kasidede asıl amaç, bir büyüğü övmektir. Fakat, şair doğrudan doğruya övgüye başlamaz. Nesib ya da Teşbib adı verilen bu giriş bölümünde bir betimlemeyle (tasvir) başlamak ister. Bu bölümün konusu genellikle bahar,kış,gece,savaş alanı,at,bir güzelin anlatılması,betimlenmesi gibi konulardır. Fakat,bu tasvirler, gerçekten uzak,soyut bir doğa tasviridir. Kasideler, genellikle bu bölümde işlenen konuya göre ad alır. Örneğin; bahariye,şitaiye,temmuziye...
2-GİRİZ-GAH ya da GİRİZ
Kasidelerin nesib bölümünden medhiye bölümüne geçerken söylenen beyit ya da beyitlere denir. Bu beyit iki bölümü birleştiren bir basamak görevindedir.
3-MEDHİYE
Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür. Övülen kişinin kişisel nitelikleri hiç dikkate alınmadan, çok abartmalı olarak, kalıplaşmış mazmun ve benzetmelerle yapılan bir övgüdür. Bu da lutfu, cömertliği, adaleti, kuvveti, haşmetiyle tanınmış tarihi ve efsanevi kahramanlarla karşılaştırılarak yapılır. Bu bölümün şiir yönü çok zayıftır. Dil, diğer bölümlere oranla daha ağırdır.
4-TEGAZZÜL
Tegazzül, gazel söyleme, gazel tarzında şiir yazma anlamına gelir. Kasidelerin içinde, genellikle medhiye bölümünden sonra, bir fırsatını düşürüp aynı ölçü ve uyakla bir gazel söylemektir. Şair, duruma uygun bir beyitle gazel söyleyeceğini haber verir. Kısaca, tegazzül kaside içinde aynı ölçü ve uyakla gazel yazmaktır,kaside içindeki gazeldir.
5- FAHRİYE
Şairin kaside içinde kendini övdüğü bölümdür. Medhiye bölümünde olduğu gibi burada da abartı vardır. Şair, böyle yapmakla kaside sunulan kişinin, sıradan bir şairce övülmediğini, şiirinin ve şairliğinin değeri yüksek bir şair tarafından övüldüğünü anlatmak ister.
6-DUA
Kasidenin son bölümüdür. Birkaç beyit olur. Şair, burada övdüğü kimsenin başarılı, uzun ömürlü ve talihinin iyi olması yolunda iyi dileklerde bulunarak dua eder. Dua bölümüne geçtiğini şair uygun bir sözle belirtir.
C- MESNEVİ
Mesnevinin sözlük anlamı “ikişer ikişer,ikili” demektir. Her beytin dizeleri kendi arlarında uyaklı, aruz ölçüsünün kısa kalıpları ile yazılan uzun bir nazım biçimine denir. Mesnevi, nazım biçimi olarak İran edebiyatının malıdır. Arap ve Türk edebiyatına İranlılardan geçmiştir.
Divan şiirinde anlam ve kavramlar bir beyitte tamamlandığı için, şair her beyte iki uyak bulmak zorunda olduğundan, mesnevi en kolay nazım biçimi olarak bilinir.bu nedenle, kısa konularda nazım biçimi olarak fazla ilgi gösterilmemiştir. Kaside gibi çeşitli bölümleri vardır.
1- Mensur ya da Manzum Dibace ( önsöz)
2- Tevhid
3- Münacat
4- Na’t
5- Miraciye (kimi mesnevilerde bulunmaz)
6- Mehd-i Çihar-yar-ı Güzin (4 halife için yazılan övgü)
7- Yapıtın sunulduğu kişiye medhiye
8- Sebeb-i Telif ya da Sebeb-i Nazm-ı Kitap ( yapıtın yazılış nedeni)
9- Ağaz-ı Dastan ( asıl bölüme geçiş)
10- Hatime ( sonsöz)
D- KIT’A
Kıt’anın sözlük anlamı “parça, bölük” dür. Yalnız ikinci ve dördüncü dizeleri birbiriyle uyaklı 2 beyitlik nazım biçimine denir. Bu türlü kıt’alar genellikle dörtlük adıyla anılmaktadır. Uyak düzeni xa-xa şeklindedir.
Kıt’alarda beyitler arasında anlam birliği bulunur ve beyitler birbirini tamamlar niteliktedir. Bu türde şair mahlasını genel olarak kullanmaz ancak, mahlas kullanılan örnekleri de vardır. Kullanılan konular oldukça çeşitlidir. Önemli bir düşünce, hikmet, nükte, yergi olabilir.
E- MÜSTEZAT
Müstezatın sözlük anlamı “ ziyadeleşmiş, artmış, çoğalmış” anlamındadır. Gazelin özel bir biçimine denir. Uzun dizelere, kısa bir dize ekleyerek yazılır. Eklenen bu kısa dizeye ziyade denir. Ziyadelerin asıl dizenin anlamını tamamlar nitelikte olması gerekir. Çok zaman bu özelliğe dikkat edilmeyerek, kısa dizelerden yalnızca şiirin tekdüzeliğini yok etmek için kullanılmıştır.
2- BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ
A-DÖRTLÜKLERLE KURULANLAR.
1-RUBAİ
Rubai, 4 dizelik ve kendine özgü ayrı ölçüsü olan, bağımsız bir nazım biçimidir. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı, üçüncü dizesi serbesttir ( aaxa ). Rubainin her dizesi farklı bir kalıpta olacağı gibi aynı da olabilir. Genelde iki ayrı kalıp kullanılmıştır.
Rubai, İran edebiyatından Türk edebiyatına geçmiştir. Çeşitli konularda yazılır. Şair dünya görüşünü, felsefesini, tasavvufi düşüncelerini, maddi ve manevi aşkını en özlü bir biçimde anlatır.
2-TUYUĞ
Tuyuğ, uyak düzeni rubai gibi olan ve aruzun yalnız fa’ilatün fa’ilatün fa’ilün kalıbıyla yazılan 4 dizelik bir nazım biçimidir. Uyak düzeni aaxa şeklindedir. Halk edebiyatında, 11’li kalıpla yazılan mani biçimindeki şiirlere de tuyuğ denir.
Tuyuğ, yalnız Türk edebiyatında görülür. Halk edebiyatındaki mani biçiminin karşılığı sayılabilir. Genellikle cinaslı uyak kullanılır.
Divan edebiyatında belli başlı nazım biçimlerini gösterdiğimiz bu biçimlerin dışında; Murabba, Şarkı, Terbi’, Muhammes, Tardiye, Tahmis, Taşdir, Müseddes, Tesdis, Mütessa’, Muaşşer, Terkib-i Bend, Terci-i Bend gibi biçimler de vardır.
HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ
A- ANONİM HALK ŞİİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ
1- MANİ
Mani, halk şiirinin en küçük nazım biçimidir. Yedi heceli 4 dizeden oluşur. Uyak düzeni aaxa şeklindedir. Manilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Genellikle asıl söylenmek istenen istenen düşünceyle anlam yönünden ilgisi pek yokmuş gibi görünse de konuya bağlı olarak yorumlanabilir. Manilerin başlıca konusu aşk olmakla birlikte, bunun dışında türlü konularda da yazılabilir. Maniler kendilerine özgü bir ezgi ile bestelenerek okunur.
2-TÜRKÜ
Türkü, çeşitli ezgilerle söylenen, bir anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli, kişisel halk şiiri biçimleri arasına giren türküler de vardır.
Türkü, bentleri, yapı ve sözleri bakımından iki bölümden oluşur. Birinci bölüm türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür ki bent adı verilir. İkinci bölüm ise her bendin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme bağlama ya da kavuştak da denir. Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında kafiyelenirler. Genellikle hecenin yedili, sekizli ve onbirli kalıpları kullanılır. Türkülerin konuları çok çeşitlidir. Aşk duyguları, günlük olaylardan etkilenmeler, savaşlardaki kahramanlıklar işlenmiştir. Ezgilerine ve konularına göre ikiye ayrılır.
B- AŞIK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
1- KOŞMA
Halk edebiyatı içinde en çok kullanılan nazım biçimidir. Hece ölçüsünün 6+5 ya da 4+4+3 duraklı kalıbıyla yazılır. Dört dizeli bentlerden oluşur. Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir. Dörtlük sayısı beşten fazla olan koşmalarda vardır. Uyak düzeni birinci dörtlüğün dışında bütün dörtlüklerde aynıdır. Uyak düzeni genellikle şöyle olur:
baba-----ccca------ddda......
İlk dörtlüğün uyak düzeni xaxa ya da bbba biçiminde de olabilir.
Şair koşmanın son dörtlüğünde mahlasını söyler. Koşmalar ezgiyle okunuşlarına göre çeşitli adlar alır. Acem koşması, Kerem, Kesik kerem, Gevheri ..... gibi. Koşmalar genelde lirik konularda yazılır. Aşk duyguları, üzüntüleri, acıları, sevgiliye kavuşma isteği, ayrılıktan yakınma, doğayla ilgili türlü duygu ve düşünceler hep koşma ile anlatılmıştır.
2- DESTAN
Dört dizeli bentlerden oluşur. Halk şiirinin en uzun nazım biçimi destandır. Kimi destanlarda bent sayısı 100’ü geçer. Genellikle hecenin 1’li kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni şöyledir:
baba---- ccca----ddda----eeea......
İlk dörtlüğün uyak düzeni xaxa şeklinde de olabilir. Son dörtlükte şair mahlasını söyler. Destanlar işledikleri konulara göre birkaç bölümde toplanabilir.
Savaş destanları;deprem, yangın, salgın hastalık gibi olaylarla ilgili destanlar; eşkıya ve ünlü kişilerin serüvenlerini anlatan destanlar; toplumsal taşlama ya da eleştiri niteliğinde destanlar; atasözleri destanları; hayvan destanları; yaş destanları...gibi.
3-SEMAİ
Halk şiirinde hece ve aruz ölçüsüyle yazılan iki türlü semai vardır. Hece ölçüsüyle yazılan semailer koşma tipine benzer. Uyak düzeni aynıdır. Aralarındaki fark dizelerin hece sayısıdır. Hecenin 8’li kalıbıyla yazılır. 4+4 ya da duraksız yazılır. Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir. Semailerde daha çok sevgi, doğa, güzellik gibi konular işlenir. Semailerin de kendine ezgi bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle okunur.
4-VARSAĞI
Varsağı, Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Semaiye benzer. Uyak düzeni aynıdır. Dörtlük sayısı 3 ile 5 arasında değişir. Hecenin 8 ya da 11’li kalıbıyla yazılır. Semaiden farkı ezgisidir. Varsağılar, yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu de varsağı içinde “ behey, bre, hey, hey gidi” gibi ünlemlerle sağlanır. İçinde bu ünlemler bulunmayan varsağılar ezgilerinden anlaşılır.
C- AŞIK EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ
Aşık edebiyatı nazım türleri genellikle koşma ve semai biçiminde yazılır. Bu türler koşma ve semailerden konuları bakımından ayrılır.
1-GÜZELLEME
Doğa güzelliklerini anlatmak ya da kadın, at gibi sevilen varlıkları övmek için yazılan şiirlerdir.
2-TAŞLAMA
Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir.
3-KOÇAKLAMA
Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve döğüşleri anlatan şiirlerdir. Halk şiirinde en güzel koçaklamalar Köroğlu’nundur.
4-AĞIT
Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir. Ölümden duyulan üzüntüyle birlikte ölen kişinin iyilikleri de anlatılır. Bunu dışında gelin olup ana evinden ayrılan kızlar için de ağıt yazılmıştır. Anonim olan ağıt sayısı da oldukça çoktur.
Ç-TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ
1-İLAHİ
Tanrıyı övmek, ona yalvarmak için yazılan şiirlere denir. İlahiler tarikatlara göre çeşitli adlar alır. Edebiyatımızda en büyük ilahi yazarı Yunus Emre’dir.
2-NEFES
Bektaşi şairlerinin yazdığı tasavvufi şiirlere denir. Genellikle nefeslerde tasavvuftaki vahdet-i vücut kuramı anlatılır. Bunun yanı sıra Hz. Muhammet ve Hz. Ali için övgülerde söylenir. Nefeslerde, kalenderane ve alaycı bir üslup dikkati çeker.
3-NUTUK
Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren dervişlere,tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek için söyledikleri şiirlerdir.
Bunların dışında Devriye, Şathiyat-ı Sofiyane gibi türler de vardır.
Hece vezniyle yazılan yukarıdaki nazım biçimi ve türlerinin dışında, aruz vezniyle yazılan halk şiiri biçimleri de vardır. Bunların adları şöyledir:
Divan, semai, kalenderi, selis, satranç ve vezn-i ahar’dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder